Bahçeli'den İmamoğlu Protestoları ve 'Sokak' Çağrılarına Sert Uyarı: 15 Temmuz'u Hatırlattı, Çatışma Riskine Dikkat Çekti

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel'in 'sokak' çağrıları ve Ekrem İmamoğlu'nun durumuyla ilgili protestolara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, Türkgün gazetesine yaptığı açıklamalarda, bu tür çağrıların Türkiye'yi tehlikeli bir sürece sokabileceğini savunarak, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlattı ve olası bir çatışma riskine karşı uyardı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son dönemde siyasi gündemin üst sıralarında yer alan Ekrem İmamoğlu'nun hukuki süreci ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı belirtilen 'sokak' çağrılarına yönelik sert eleştiriler ve uyarılarda bulundu. Türkiye genelinde, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun durumuyla ilgili yaşanan gelişmeler ve buna bağlı protestoların ardından gelen bu açıklamalar, siyasi tansiyonu yansıtır nitelikte.
"Tehlikeli Süreç" ve "15 Temmuz" Vurgusu
Türkgün gazetesine konuşan Bahçeli, CHP'nin başlattığını belirttiği ve bazı medya yorumcuları tarafından desteklendiğini iddia ettiği sokak çağrılarını "büyük bir şuursuzluk ve tahammülsüzlük örneği" olarak nitelendirdi. Bu çağrıların, Türkiye'yi "çok tehlikeli bir sürece sokmaya çalıştığını" savunan Bahçeli, toplumsal huzuru tehdit eden ve kamu düzenini bozmaya yönelik adımlar olduğunu ifade etti.
Bahçeli'nin açıklamalarındaki en dikkat çekici noktalardan biri, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine yaptığı atıf oldu: "Şayet sokağa davet edilenlerin karşısına 15 Temmuz’da olduğu gibi başkaları dikilirse kaçınılmaz çatışma nasıl önlenecek, olayların önüne nasıl geçilecektir?" Bu soruyla, sokak eylemlerinin kontrolsüz çatışmalara yol açabileceği endişesini dile getiren MHP lideri, provokasyon riskine de işaret etti.
CHP Siyasetine Yönelik Eleştiriler ve Ahlak Vurgusu
Açıklamalarında CHP siyasetini hedef alan Bahçeli, partiyi "ahlaki ilkelerden ve samimiyetten uzak, yalan ve iftiraya dayalı" olmakla eleştirdi. Mevlana, Nurettin Topçu ve Cemil Meriç gibi düşünürlerden alıntılar yaparak siyaset ve ahlak ilişkisine vurgu yapan Bahçeli, CHP'nin "kendi kuruluş değerleriyle barışık olmadığını" ve "Atatürk’ün aziz mirasına ihanet içinde" olduğunu iddia etti. Bahçeli'ye göre, muhalefetin yaklaşımları "bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, yalnızca popülist söylemlere" dayanıyor ve bu durum siyaset kurumunun güvenilirliğini zedeliyor.
Medyanın Rolü ve Sorumluluğu
Bahçeli, bazı medya yorumcularının "sorumsuz söylemleri desteklemesi ve körüklemesini" de eleştirdi. Medyanın toplumu bilgilendirme görevini yerine getirirken sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini belirten MHP lideri, söz ve yorum özgürlüğünün kamu düzenini bozacak veya halkı isyana teşvik edecek şekilde kullanılamayacağını savundu. Toplumu kaosa, şiddete yönlendiren yorumların hukuki ve ahlaki sorumluluk ihlali anlamına geldiğini ifade eden Bahçeli, medyanın özdenetim mekanizmalarının geliştirilmesi ve "yıkıcı yayınların önüne geçilmesi" gerektiğini belirtti.
Demokrasi, Hukuk ve Milli İrade Vurgusu
Demokratik hukuk devletinde sorunların çözüm yerinin sokaklar değil, diyalog ve hukuki mekanizmalar olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) önemine dikkat çekti. Sokakları işaret etmenin "demokrasiyi hiçe saymak ve gazi meclise saygısızlık" anlamına geldiğini savundu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade ve toplantı özgürlüklerini tanıdığını ancak bu hakların sınırsız olmadığını, kamu düzeni, güvenlik gibi gerekçelerle kısıtlanabileceğini hatırlatan Bahçeli, "güvenliğin olmadığı yerde özgürlükten, demokrasiden ve insan haklarından söz etmek mümkün değildir," dedi.
Milli iradenin ve seçilmişlere saygının demokrasinin temeli olduğunu belirten Bahçeli, Anayasa'nın 6. maddesine atıfta bulunarak egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ve bu egemenliğin yetkili organlar (seçim, sandık, kurumlar) eliyle kullanıldığını ifade etti. Eleştirinin demokratik bir hak olduğunu ancak milli iradeyi hedef alan "şiddet içeren yıkıcı yöntemlere" dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Savunusu
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesiyle Türkiye'nin "istikrarsızlık, kaos ve kargaşalarla anılan parlamenter sistemden kurtulduğunu" savundu. Sistemin "tek adam rejimi" olduğu yönündeki eleştirileri reddeden MHP lideri, %52 oyla seçilen bir cumhurbaşkanının bu şekilde nitelendirilemeyeceğini belirtti. Türkiye'de 176 siyasi partinin kurulmuş olmasının ve 16 partinin TBMM'de temsil edilmesinin "çok sesli demokratik düzenin" göstergesi olduğunu ifade etti. Yeni sistemin, milli güvenlikle ilgili hızlı kararlar alınmasını kolaylaştırdığını, devlette çift başlılığı bitirdiğini ve yönetimde istikrar sağladığını savundu.
Geçmiş Tecrübeler ve Geleceğe Yönelik Uyarılar
Türkiye'de geçmişte yaşanan sokak olaylarının ve yapay kutuplaşmaların ("alevi-suni, Türk-Kürt" vb.) yarattığı acı tecrübeleri hatırlatan Bahçeli, bu tür yöntemlerin toplumsal maliyetinin yüksek olduğunu belirtti. CHP'nin iktidarı sandıkta kazanamadığı dönemlerde "anti-demokratik yöntemlere" başvurduğunu iddia etti.
Bahçeli, sokak çağrısı yapanları, Gezi Parkı eylemleri ve 15 Temmuz'da yapılamayanların şimdi yapılabileceğini mi sandıkları sorusuyla eleştirdi ve "geçmişin tecrübe edilen karanlık dönemlerine özlem duyanlar, bunun ağır bedelini de ödemeye hazır olmalıdır," diyerek net bir uyarıda bulundu.
MHP'nin Pozisyonu ve Uzlaşma Çağrısı
MHP'nin siyasi varlık sebebinin "Türk devletinin ve Türk milletinin bekasını, huzur ve refahını temin etmek" olduğunu belirten Bahçeli, partisinin daha önceki uyarılarının (FETÖ tehlikesi gibi) zamanla doğrulandığını hatırlattı. Ancak bu kez, CHP'nin tutumunun sonuçlarıyla haklı çıkmayı arzu etmediklerini ifade etti.
MHP'nin "çatışmacı değil uzlaşmacı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici" bir anlayışa sahip olduğunu vurgulayan Bahçeli, tüm vatandaşları "milli birlik ve kardeşlikte buluşmaya" çağırdı. Toplumsal uzlaşmanın önemine dikkat çeken Bahçeli, bunun için siyasette de uzlaşmanın tesis edilmesi gerektiğini belirtti.
Açıklamalarının sonunda Bahçeli, CHP ve Cumhur İttifakı karşıtı olduğunu belirttiği küçük partilerin "toplumu isyana, ayaklanmaya, sokağa çağıran tutumlarının demokratik düzene aleni saldırı" olduğunu tekrarladı. Başta CHP olmak üzere "cepheleşmeden medet uman siyasi partileri, televizyon sahiplerini, yorumcuları, siyasi ikbalini sokakların şiddetine bağlamış olan düşkünleri" uyardığını belirten Bahçeli, "Demokrasi dışı arayışlara girişenler bedelini ödemeye de hazır olmalıdır!" ifadesini kullandı. Bahçeli, provokasyonlarla milli birliğe ve terörsüz Türkiye'nin inşasına mani olunmasına izin verilmeyeceğini, Türkiye'nin yükselişinin engellenemeyeceğini ve Cumhur İttifakı'na sahip çıktıklarını sözlerine ekledi.
Bahçeli'nin bu kapsamlı açıklamaları, Türkiye'deki mevcut siyasi iklimde önemli bir pozisyon beyanı olarak değerlendiriliyor ve önümüzdeki süreçte siyasi tartışmaların seyrini etkileyebilecek potansiyel taşıyor.
Tepkiniz Nedir?






